1965 yılında Singapur, Malezya'dan ayrıldığında, çok az insan ayakta kalabileceğini düşünüyordu. Doğal kaynakları olmayan, sanayisi olmayan, çevresi düşmanlarla çevrili, pek çok etnik grup ve dine ait eğitimsiz ve fakir bir halka sahip küçük bir 3. dünya ülkesiydi. Singapur sadece gıda ve enerji değil, içme suyu için bile dışa bağımlıydı. İşsizlik oranı %9'du.
Ama Singapur Lee Kuan Yew gibi ülkesini 1990'a kadar yöneten akıllı ve ileri görüşlü kararlarla zenginliğe taşıyan yetenekli ve zeki bir diktatöre sahip olmakta şanslıydı. Lee Kuan'ın yaptıkları bazen acımasızdı ve kendisi bir melek değildi ama yine de Singapur'a zarardan çok fayda sağladı.
Lee Kuan Yew, pek çok 3. dünya diktatörünün aksine liberal ekonomiye inanıyordu. Ülkesini sosyalist ve anti-kapitalist ekonomik politikalarla yönetmek yerine özgür bir ekonomik modeli seçti.
Singapur aynı zamanda Asya'nın kalbinde bulunuyordu ve böylece Asya-Pasifik bölgesinde önemli bir ulaşım merkezi haline geldi. Üstelik iklimi de yıl boyunca sıcaktı.
Singapur bugün:
– Dünya Bankası verilerine göre dünyanın en kolay iş yapılabilen ülkesi
– Heritage.org sitesine göre dünyanın ekonomisi en özgür ülkesi
– Dünyanın en zengin 3. ülkesi (Kişi başına milli gelir olarak)
– 60 dünya ekonomisi arasında dünyanın en global 3. ekonomisi
– Asya'nın politik olarak en stabil ülkesi
– Dünyanın en iyi işgücüne sahip ülkesi
– Asya'da yaşam kalitesi en yüksek olan ülke
– Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Endeksinde dünyada 11. (Türkiye 72) ve Asya'da 1. sırada
– LGBT haklarında Asya'da İsrail'den sonra 2. sırada
– Basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğünde Asya'da 1. sırada
Bugün Singapur'da kişi başına GSMH 85.000 dolar. Bu oran Amerika'da 55.000, Almanya'da 47.000 ve Türkiye'de ise 20.000 dolar. 1965'de ise Singapur'da kişi başına GSMH sadece 500 dolardı. Aynı dönemde Amerika'nın milli geliri 5100, Almanya'nın 2800 ve Türkiye'nin ise 800 dolardı! Gördüğünüz gibi biz yerimizde sayarken, Singapur kısa süre içinde dünya devlerini geride bıraktı.
Bir yanıt yazın