Silahlar, fiziksel kombatın vazgeçilmez unsuru oldular tarih boyunca. Önce mızraklar, oklar, kılıçlar, sonra ateşli silahlar, biyolojik, kimyasal silahlar ve son olarak da hepinizin bildiği gibi nükleer/termonükleer silahlar.
Teknolojinin gelişmesine paralel olarak gelişen ateşli silahlar ilk icat edildiklerinde sadece metal toplar firlatıyordu. Ama artık her maddeden, her şekilde, çapta yapılan ve son teknoloji aletlerin yardımıyla çok hassas inceleme ve testlerle kusursuzlaştırılan silahlar mükemmel dayanıklılık ve isabet imkanı tanıyor.
Günümüzdeki ateşli silahların hepsinin ortak öldürme yolu aynı. Bir mermi atıyorlar ve bu mermi hedefe ulaşınca zarar veriyor. Verdiği zarar merminin tipi, çapı ve hızına göre farklı olabiliyor. Mesela .22 kalibre bir mermi insanın kafasına çarpıp kafatasını bile delemeden yüzeyi sıyırıp geçerken; .50 kalibre bir mermi insanın kafasını ikiye ayırabilir.
Mermi vücüda girince kanın akabileceği bir delik açıyor, dokuları, damarları parçalıyor ve kan kaybı insanı hızlıca öldürebiliyor. Zaten ateşli silahlarla vurulanların büyük kısmı kan kaybından ölüyor. Artı bu delik bakterilerin yaraya girip yaranın iltihap kapmasına ve vücuda zarar vermesine sebep oluyor. Ya da mermi ölümcül bir organa isabet edip organın fonksiyonunu kaybetmesine sebep olabiliyor.
İnsan vücudunun %69 kadarı sudan oluştuğuna göre düşünmemiz gereken bir nokta da hidrostatik şok. Vücuda giren mermi, büyüklüğüne, hızına bağımlı olarak vücutta bir şok yaratıyor. Bu şok vücuttaki tüm organların felç olmasına sebep oluyor. Askeri ve polisiye organizasyonlar egitimlerinde “Double Tap” (çift vuruş) sistemini öğretiyorlar. Bu çift vuruşun yaptığı, vücutta aynı anda iki hızlı şok dalgası yaratıp vücudun sistemini bozup öldürme ihtimalini daha çok yükseltmek. Söylendiği kadarıyla aynı anda iki mermi yiyen bir kişi, 4 mermi yiyen bir kişinin gördüğü kadar zarar görüyor.
Merminin tipi ve büyüklüğü de hidrostatik şoku büyük ölçüde etkiliyor. Geniş çaplı veya genişleyen bir mermi daha büyük delik açıp daha sert çarptığı için vücutta daha büyük bir şok oluşturuyor.
Hidrostatik şoka ek olarak, vücudu delen mermi vücut içinde kalıp enfeksiyon riskini arttırabiliyor. Mermiyi çıkarmak için yapılan operasyonun ölüme sebebiyet verme riski de yüksek.
Ateşli silahlar günümüzde genel olarak 5’e ayrılıyor. Tabancalar, alt-makineli tüfekler, yivsiz tüfekler, yivli tüfekler ve makineli tüfekler.
Tabancalar
İlk baştan beri tabancalar savunma amaçlı ufak silahlar olarak tasarlandılar. Her ne kadar bugün hedef yarışmaları veya av için tasarlanan tabancalar olsa da tabancaların çoğu savunma amaçlı tasarlanır. Bu sebeplerden, tabancalar gizli kalmaları ve kolay taşınmaları için ufak boyda yapılır. Bu, tabancaların yasal tanımıdır ve tabancalar gizlenebildikleri için tehlikeli sayılıp yasalarla kontrol altına alınırlar.
Peki tabancaları bu kadar popüler kılan nedir? Küçük ve hafif olmaları aynı zamanda sadece savunmada değil saldırıda da iyi bir atış gücü sağlamalarıdır. Tabancanın gücü saldırganı düşürecek kadar çok, fazla geri tepme yapmayacak kadar az olmalıdır. Çünkü geri tepen bir tabanca sahibinin elinden düşebilir.
Tabancalar, sert metaldan (krom, nikel, paslanmaz çelik) veya son zamanlarda sert plastikten yapılıyor. Tabancaları sınıflandırırsak günümüzde en çok kullanılan 3 tür tabancanın olduğunu söyleyebiliriz. Yarı-otomatik sarjörlü tabancalar, toplu tabancalar (revolver ya da altıpatlar) ve tek atışlık tabancalar.
– Yarı-Otomatik Tabancalar
Yarı otomatik tabancalar toplu tabancalara göre daha yeni. 19. yüzyılın sonlarnda özellikle John Browning’in çalışmaları sonucu yapılmışlar. Aslına bakarsanız bugün ortalıkta dolaşan tüm yarı-otomatikler dizaynını Colt 1911A 45 ve Browning Hi-Power 9mm’den alıyor.
Yarı-otomatiklerin en büyük avantajı boş kovanı atmak, horozu kaldırmak ve yeni mermiyi içeri almak için patlayan fişeğin geri tepme gücünü kullanması. Bu, birden fazla atışın hızla yapılmasını sağlıyor. Yarı otomatikler toplu tabancaların aksine sadece bir adet yuvaya sahip. Mermiler tabancanın kabzasındaki şarjörde bulunuyor. Şarjör 15’e kadar veya daha fazla mermiyi şarjörün tipine göre tek veya çift sütunlar halinde içinde bulunduruyor. Atışlardan sonra şarjör boşaldığı zaman çıkarıp yerine yeni bir tanesini takmak çok kısa sürüyor. Artı, bu tabancalarda kimi tetiği kilitleyen, kimi horozu kilitleyen emniyetler bulunuyor.
Dezavantajları ise toplu tabancalara göre daha karmaşık bir mekanizmaya sahip olmaları, kullanmayı öğrenmek için daha fazla pratik yapma gerekliliği, tutukluk yapma riskleri, ve fişeklerinin kısa olma zorunluluğu. Altıpatlar fişekleri bu son sebepten dolayı yarı otomatik fişeklerinden daha güçlü oluyor.
Yarı-otomatik tabancalar aksiyonlarına göre üçe ayrılıyorlar:
• Tek aksiyonlu yarı-otomatiklerde eğer horoz yukarıda değilse, ateş etmek için horozu kendiniz kaldırmanız gerekir. Horoz atıştan sonra mekanizma tarafından kaldırılır.
• Çift aksiyonlu yarı-otomatiklerde eğer horoz yukarıda değilse, tetiğe basmanız halinde mekanizma horozu kaldırır; fakat tek aksiyonlu gibi horozu kendiniz de kaldırabilirsiniz. Atıştan sonra ise yine mekanizma horozu kaldırır.
• Sadece çift aksiyonlu yarı-otomatiklerde horoz elle veya mekanizma tarafından kaldırılamaz. Her atıştan sonra tetiğe basmanız horozu kaldırır.
Yarı-otomatik tabancalar çalışma gücünü patlayan fişeğin enerjisinden alıyor. Fişek patladığı zaman yaylı sürgü geriye doğru gidiyor. Patlamış boş kovanı dışarı atıyor, horozu kaldırıyor ve yay sayesinde ileri doğru hareket ederken yeni fişeği yuvaya alıyor. Böylece tabanca yeniden atışa hazır hale geliyor.
– Toplu Tabancalar
Toplu tabancaların yarı-otomatiklere göre bazı avantajları var. Daha ucuzlar, daha basit bir yapıları var, daha güvenliler, ve yeni başlayanlar için bile kullanılmaları daha kolay. Mermi seçmeden daha uzun ve güçlü Magnum fişekleri kullanabiliyorlar. Ayrıca yarı-otomatiklere göre isabet oranları yüksek. Fakat, diğer taraftan, az mermi alıyorlar (5-8 arası ama genelde 6) ve mermi yüklenmesi uzun sürüyor. Tetiği çekmek için daha fazla güce ihtiyaç duyuluyor.
Toplu tabancalar yarı-otomatikler gibi aksiyonlarına göre üçe ayrılıyor.
• Tek aksiyonlu altıpatlarda tetiği çekmek, horozu sadece düşürüyor. Yani horozu atıştan önce elle kaldırmanız gerekiyor.
• Çift aksiyonlu altıpatlarda tetiği çekmek hem horozu kaldırıyor, hem düşürüyor. Ama yarı-otomatiklerin tersine horoz atıştan sonra horoz aşağıda kalıyor.
• Sadece çift aksiyonlu altıpatlarda horozu elle kaldıramıyorsunuz. Tetik kaldırıyor. Bu tipler genelde dahili horoza sahip oluyor.
Mermiler dönen silindir içindeki bireysel yuvalarda bulunuyor. Horoz kalkınca, silindir dönüyor ve bir yuvayı namlu ve iğneyle aynı hizaya getiriyor. Tetiğe basılıp horoz düşünce mermi ateşleniyor. Tüm mermiler ateşlendiği zaman silindir yana doğru açılıyor, boşaltma çubuğu sayesinde boş kovanlar dışarı atılıp yeni mermiler yükleniyor. Toplu tabancaların en büyük dezavantajlarından biri speedloader yoksa yükleme süresinin çok uzun olması.
Alt-Makineli Tüfekler
Alt-makineli tüfek (Sub-Machine Gun), tabanca mermisi atan ve şarjörle beslenen tam otomatik silahtır. İsabet oranı çok yüksek olmadığı için özellikle kısa mesafede etkilidir. Alt-makineli tüfeklerin isabet oranı tabancalara göre daha yüksektir ama yine de kısa boyutu ve geri tepme nedeniyle istenilenin altındadır. Fakat atış devirleri çok yüksek olduğu için kısa mesafelerde bu çok sorun yaratmaz. Alt makineli tüfekler genelde 25-30 arası mermi alırlar.
Alt-makineli tüfeklerin menzili 50-150 metre arasıdır. Dakikalık atım sayıları ise 600-1000 arası değişir. Mesela efsanevi Micro Uzi dakikada 1700 mermi atabilir. Bu silahlar daha iyi isabet oranı, ve daha az tepme etkisi için genelde omuza yaslandırılarak kullanılır. İstenildiğinde tam otomatik (tetik basılı tutulduğu sürece ateş eden) veya yarı-otomatik kullanılabilir. Bu silahlar uzun mesafede etkisiz olsa da kısa mesafede harap edici bir ateş gücüne sahipler.
Alt-Makineli tüfekler günümüzde hareketliliğin anahtar konumunda olduğu tüm operasyonlarda kullanılıyor. Saldırı tüfeklerinden daha ucuz olmaları, limitli bir delici güce sahip olmaları sebebiyle polis ve anti-terorist timleri tarafından sıkça kullanılıyorlar. Ayrıca boyutlarının ufak olması (tek kabzalı olanlarına “makineli tabanca” deniyor.) onları SWAT timlerinin, paraşütçülerin ve komandoların gözde silahı haline getiriyor.
Yivsiz Tüfekler
Yivsiz tüfekler, yivli tüfeklere benzer bir görünümde ama farkı namlusu yivli değil. Yivsiz tüfekler büyük saçmaları (buckshot), ufak saçmaları (birdshot) veya domdom kurşunu diye tabir edilen büyük tek bir çekirdeği atabilir. Saçma atışlarının menzili ortalama 40 metre veya daha azken domdom kurşunu 100 metrede etkili olabilir.
Yivsiz tüfekler tabanca ve yivli tüfeklerin tersine kalibreyle değil namlu çaplarıyla (gaugelarla) sınıflandırılır. Günümüzün sık kullanılan gaugeları ise 10, 12, 16, 20 ve 28’dir. Ayrıca atıştan sonra saçmaların dağılımını kontrol etmesi amacıyla tüfeğe şok takılır. Yivsiz tüfekler aksiyonlarına göre yarı-otomatik, pompalı ve kırmalı (Tekli, Üst-üste, Yan-yana) olmak üzere üçe ayrılırlar.
Yivsiz tüfeklerin en büyük avantajı kısa mesafedeki öldürücü atış gücüdür. Saçmalar atıştan sonra etrafa dağıldığı için yüksek bir isabet oranına ihtiyaç duyulmaz.
Bu tüfekler günümüzde büyük çoğunlukla av, ayrıca kısa mesafe söz konusu olduğu zaman hedef atıcılığı, askeri ve polisiye alanlarda kullanılıyor.
Yivli Tüfekler
Yivli tüfekler de aynen tabancalar gibi yivli bir namluya sahipler ve mermi atıyorlar. Tabancalara göre daha uzun namlulu oldukları için saklanmaları ve taşınmaları zor oluyor. Fakat tabancalara göre çok daha isabetli oluyor ve çok daha güçlü fişekleri atabiliyorlar.
Yivli tüfekler avcılıktan, hedef atıcılığına askerli alanlardan, polisiye alanlara kadar çok geniş bir yelpazede kullanılıyor. Modern tüfekler aksiyonları bakımından sürgü aksiyonlu, manivela aksiyonlu, pompa aksiyonlu, yarı-otomatik ve tam otomatik olmak üzere 5’e ayrılıyor.
– Yivli Av Tüfekleri
Bu kategori ay hayvanlarını avlamak için yapılmış tüm tüfekleri kapsıyor. Günümüzde yarı-otomatik veya manivela aksiyonlu tüfekler kullanılsa da en çok kullanılan av tüfekleri sürgü aksiyonlu tüfekler.
Av tüfekleri genelde 2-8 arası mermi alan dahili şarjörlerle beslenirler. Ayrıca uzak mesafelerde nişan almayı kolaylaştırmak için tüfeklere dürbün takılır. Ortalama menzilleri 500-1500 metre arasında değişir.
– Saldırı Tüfekleri
Saldırı tüfekleri ufak boyda, tam otomatik, ve 25-35 arası mermi alan harici şarjörle beslenen askeri silahtır. Bu silahlarda en sık kullanılan kalibreler: 5.56mm NATO (M4, M16, Steyr Aug), 5.45 X 39 (AK-74), 7.62 NATO (G3), 7.62 X39 (AK47).
Saldırı tüfekleri (assault rifles) özellikle kısa ve orta mesafe çatışmalarında kullanılıyor. Dakikada 600-900 arası mermi atabiliyor ve 500 metreye kadar etkili olabiliyorlar. Saldırı tüfeklerinin namlusu bir alt-makineli tüfekten neredeyse 2 kat daha uzun olabiliyor. Bu da merminin hem isabet oranını hem de hızını arttırıyor.
Saldırı tüfeklerinin mermilerinin çapı tabanca mermilerinin çapından daha ufak oluyor. Ama daha hızlı gittikleri için çok daha fazla kinetik enerjiye sahipler. Zaten saldırı tüfeklerinin yapılış amacı öldürmek değil yaralamak. Çünkü ölen bir asker ordudan bir kişiyi eksiltir ve ölü bir köşede sessizce yatar; ama yaralanan bir askeri taşımak için en az iki kişi gerekir ve yaralının davranışları diğer askerlerin moralini bozar.
Saldırı tüfekleri bir tek askere bile inanılmaz bir atış gücü veriyor. Her türlü operasyonda, her ortamda karşı tarafı caydırıcı ateş gücü sağlayan saldırı tüfekleri bu gün dünyanın bütün ordularında kullanılıyor.
– Suikast Tüfekleri
Suikast tüfeklerini (sniper rifles) yivli av tüfeklerinden ayıran nokta hayvan avlamaktan öte insan avlamak için yapılmış olmaları.
Bazı sniper tüfekleri güçlü bir av tüfeğinin veya isabetli bir saldırı tüfeğinin modifiye edilmesiyle oluşturulur. Günümüzde suikast tüfekleri genelde daha iyi isabet yüzdelerine sahip oldukları için sürgü aksiyonlu yapılır. Ama askeri amaçlı yarı-otomatik tüfekler de vardır. Suikast silahının amacı sıradışı uzaklıktaki bir hedefi en az mermiyle vurmaktır. Suikast silahları 500 metreden 2000 metreye kadar etkili olabilir ve profesyonel eller bu mesafelerde nokta atışı yapabilir.
Suikast tüfekleri polisiye alanda, askeri alanda, anti-teror operasyonlarında veya bizzat teroristler tarafından kullanılır. Yaklaşık 1500 metre uzaktan hedefi tek atışla vurup öldürmek yukarıda adı geçen her alanda çok önemlidir. Suikast silahlarının sağladığı en önemli avantaj önemli bir kişiyi öldürmek için çatışmaya veya yakın mesafe yüzleşmesine girmeden hedefin yok edilmesine olanak vermesidir. Ayrıca legal operasyonlarda arka plan güvenliği olarak kullanırlar.
.50 BMG ve üstü anti-materyal kalibreler 1 km ötedeki bir jipi veya hafif zırhlı bir aracı hatta bir helikopter veya ucağı durdurabilir. Kimi sniper tüfekleri ise sub-sonic mermileri atar ve bu tüfeklere susturucu takılır.
Makineli Tüfekler
Makineli tüfek tam otomatik, monte edilerek ya da taşınarak kullanılan, şeritle beslenen ve genellikle tüfek mermisi ya da daha güçlü mermileri atan silahtır. Alt-makineli tüfekler ve saldırı tüfekleri de tam otomatik atış sağlasa da belirli kısıtlamaları bulunur. En fazla 30 mermi alırlar ve çok kısa süreli atışa izin verirler. Bir makineli tüfekse aralıksız yüzlerce, hatta binlerce mermi atabilir.
Aslında geçmişte de çoklu atış yapan silah üretme denemeleri olmuştu ama gerçek anlamda makineli tüfeği ilk defa 1883 yılında ABD’li Hiram Maxim icat etti. Bu, atılan merminin ürettiği geri tepme gücünü kullanarak yeni fişeği atışa hazırlayan bir mekanizmaya ve çok kısa sürede ısındığı için su soğutma sistemine sahipti. Makineli tüfekler ilk defa 1899-1902 Güney Afrika Savaşı ve 1904-1905 Japon-Rus Savaşı’nda kullanıldı. Ama geniş çapta kullanımı 1. Dünya Savaşı’na denk geldi.
Makineli tüfeklerin neredeyse 80 tüfeğe denk korkunç atış gücü, topçu desteğiyle birleşince, kitlesel piyade ve süvari saldırılarını temel alan savaş anlayışı kökünden değişti ve tankların etkin olmasıyla sona erecek “siper savaşları” dönemini başladı.
Ama yine de makineli tüfekler o dönemde sık sık sorun çıkarıyor ve tutukluk yapıyordu. En önemli problem aşırı ısınmaydı. Su soğutmalı olanlar en geç 2 dakika içinde kullanılamayacak kadar ısınıyordu. Daha sonra hava soğutmalı sisteme geçilmesi ve metalürjideki gelişmeler sayesinde bu problem aşıldı ve bugün makineli tüfekler çok uzun süre durmadan atış yapabiliyor ve hemen hemen hepsinin ısınınca birkaç saniyede değiştirilebilen namluları var.
Savaştan sonra makineli tüfekler uçaklara karşı ve karadaki düşmana karşı standart bir silah haline gelse de 1. Dünya Savaşı’nda kullanılan çok güçlü makineli tüfekler gereksiz görüldü ve genel amaçlı makineli tüfeklerin kullanımı yaygınlaştı. 2. Dünya Savaşı sırasında Almanlar tarafından kullanılan MG-42 dakikada 1200 atış yapabiliyordu ve Amerikan Genelkurmayını silahtan korkan askerler için psikolojik destek birimi kurmak zorunda bıraktı.
Bu savaştan sonra artık ağır makineli tüfekler jipler, tanklar ve helikopterlerde; genel amaçlı makineli tüfekler piyade birliklerinde; hafif makineli tüfekler, saldırı tüfekleri ve alt-makineli tüfeklerse askerler tarafından kullanılıyor.
Ortalama yaklaşık 1000 metre menzili olan makineli tüfekler belli bir alanı taramak için isabetten çok sağlamlığı temel alıyor. Silahın ağır olması ve yere sabitlenmesi sayesinde, elle taşınan silahlara göre geri tepmeden çok daha az etkileniyorlar ve belli alanı mermi yağmuruna tutup kontrol edebiliyorlar. Bu yüzden günümüzde düşmanı baskı altına alan uzun süreli yaylım ateşini yapıp düşmanın siperde kendisini saklamasını ve böylece karşı mevzilerin ele geçirilmesini kolaylaştırmak için kullanılıyorlar.
Makineli tüfekler genel olarak 4’e ayrılıyor:
• Hafif Makineli Tüfekler: Bunlar tüfek mermisi atan ve 1 asker tarafından kullanılabilen silahlardır. 5.56mm NATO veya ona yakın kalibrede olurlar ve 50-200 fişekli şeritle ya da bazen şarjörle beslenirler.
• Genel Amaçlı Makineli Tüfekler: Genellikle araçlara monte edilen, ama bazen iki asker tarafından da taşınabilen orta güçte silahtır. Büyük çoğunluğu 7.62mm NATO fişeklerini atmaları için tasarlanır. Rambo’nun kullandığı M60 (tek kişi tarafından kullanılması abartı olsa da) genel amaçlı makineli tüfeklere iyi bir örnek.
• Orta Makineli Tüfekler: Bu silahlar genel amaçlı makineli tüfeklere benzer ama ısınmadan uzun süreli atış yapabilmeleri için çok daha ağır ve büyük bir namluya sahipler.
• Ağır Makineli Tüfekler: Bu silahlar her zaman araçlara monte edilip uçaklara ya da hafif zırhlı araçlara karşı kullanılır. Taşınmaları için en az 3 asker gerekir ve genellikle .50 kalibre ya da üstü olurlar. Barret .50 BMG ve Browning M2 .50 BMG en iyi bilinenleridir.
Bir yanıt yazın