Bugün Che'nin doğum günüymüş. İki laf etmek de bize düşer.
Kendisi Küba'daki Batista diktatörlüğünü yıkıp, yerine Fidel Castro diktatörlüğünü kurmakla ünlüdür. Castro'nun baş idamcısı ve kitle katliamcısıydı. Zaten kendi sözleri nasıl hasta ruhlu bir manyak olduğunu açıkça gösteriyordu:
"Bir devrimci saf nefretle motive edilmiş soğuk bir ölüm makinesi olmalıdır."
Küba'da herkes Che'yi sever. Çünkü yasalar öyle ister. Che'yi eleştiren direkt tutuklanır ve çalışma kamplarına gönderilir.
Che'nin Küba'da kurduğu sistem öylesine mükemmeldir ki 1,5 milyon insan ölüm pahasına ABD'ye kaçmıştır.
Avrupa ve Batı'daki sistem karşıtı, solcu, barışçı, anti-militarist gençlerin bu adamı anlamak için kafalarına bir şamara ihtiyacı var.
Che Guevara t-shirtü giyen rockçı genç, Che'nin 60'larda rock müziği yasaklattığını bilir mi?
Demokrasi diye haykıran devrimci, Che'nin demokrasi karşıtı olduğunu bilir mi?
Profilini gökkuşağı bayrağıyla donatıp Che resimleri ekleyen genç, Che'nin eşcinselleri toplama kamplarına kapatıp tepesine Adolf Hitler kankasından özenerek "Çalışmak sizi erkek yapar" yazdırdığını bilir mi?
İnsanlıktan bahsedip, Faşist TC Kürtleri öldürüyor diyen Che hayranı genç, Che'nin devrimin daha ilk senesinde La Cabaña ve Santa Clara'da binlerce insanı kurşuna dizdirdiğini bilir mi? O yüzden kendisine "La Cabana Kasabı" deniyordu.
Basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü, gösteri özgürlüğü dahil hiçbir özgürlüğün olmadığı sistemi kuran Che'yi en çok savunanların en çok ÖZGÜRLÜK diyenler olması çok şaşırtıcı değil mi?
Küba'da daha demokratik bir sistem isteyen kendi yoldaşlarını idam ettirdiğini devrimciler bilir mi?
Che, Küba'daki nükleer krizin bir savaşa dönüşmesini istiyor ve "Milyonlarca insan ölse de New York'un kalbine o bombaları bırakmamız lazım" diyordu.
Bir de arkadaşları kendisine "domuz" derdi. Çok ender banyo yaptığı için…
Bir yanıt yazın