Faşist köpek kimdir? Kime denir? Faşist köpeğin kralı nasıl olur?
Eşanlamlısıyla “faşist köpek” aşağılık insan, berbat insan, pis insan, başka insanlara zarar veren, dünyada bozgunculuk çıkaran, dünyayı hepimiz için daha kötü bir yere dönüştürmek için uğraşan, başka insanlara acı çektiren insandır. Aşağıdaki 3 örnekte bahsedilen kişilerdir Faşist Köpekler:
1) Jack 60’lı yıllarda ailesiyle oturan kendi haline 8 yaşında zenci bir çocuktu. Bir gece evlerini KKK üyeleri bastı. Annesine tecavüz ettiler ve babasını astıktan sonra Jack’i de vurarak öldürdüler.
2) Ahmet dünyanın belirli bir bölgesindeki savaş mağdurları için hayırsever vatandaşları kandırıp yardım parası toplamaya başladı. Ve topladığı parayı, mağdurlara göndermeyip kendi hesabına geçirdi.
3) Sarı saçlı olmak sizin elinizde değil ama biri sarı saçlı olduğunuz için sizden nefret ediyor. Zenci olmak elinizde değil ama biri zenci olduğunuz için size düşmanlık ediyor.
Mesela Adolf Hitler, Mc Carthy, Richard Nixon, Pat Robertson, Jerry Falwell ve bu web sitesini açanlar 1. sınıf faşist köpeklerdir.
Neyse bu 3 örnek ve birkaç şahıstan sonra faşist köpekler konusunu kapayalım ve şimdi kendinizi aşağıdaki paragrafta anlattığım kişinin yerine koyun:
“Erkek olarak dünyaya geldiniz ve 14 yaşına geldiğinizde, diğer arkadaşlarınızın aksine, kızlara hiçbir ilgi duymadığınızı fark ettiniz. Kızlara değil erkeklere ilgi duyuyordunuz. Yani eşcinsel olduğunuzu anladınız. Sınıfınızda her gün arkadaşlarınız gaylerle dalga geçiyordu; kimileri gaylerden nefret ettiğini söylüyordu ve siz susuyordunuz; birbirlerini aşağılamak için sizin adınızı kullanıyorlardı.
Arkadaşlarınız kızlarla çıkıyor, istediği kıza çıkma teklif ediyordu, özgürce sevgilisiyle dolaşıyor, ilişkilerini arkadaşlarına anlatıyordu. Ama siz bütün hislerinizi, bütün aşklarınızı içinize gömmek zorunda kalıyordunuz. Kimseye bir şey anlatamıyordunuz. Arkadaşlarınız sevgililerinden bahsederken siz yalan uyduruyordunuz. Bütün gayler kendilerini sakladığı için sizin sevgili bulabilmeniz, bulsanız bile onunla özgürce yaşayabilmeniz imkansızdı.
Ya eşcinsel olduğunuzu saklayıp bir yalan hayatı yaşayacak ya da eşcinsel olduğunuzu söyleyip dışlanmayı, evden atılmayı, dalga geçilmeyi, okuldan atılmayı, dövülmeyi veya öldürülmeyi göze alacaktınız. 14-15 yaşında bir çocuk olarak ilk seçeneği seçtiniz. Lise bittikten sonra da aynı hikayeler. Arkadaşlarınız özgürce cinsel ve duygusal hayatlarını yaşarken siz sürekli belli bir daire içinde, kendinizi ailenizden ve çevrenizden saklayarak yaşamaya çalışıyordunuz
İstediğiniz kadar bilgili, kültürlü, yardımsever, vatansever, topluma faydalı, sevilen, iyi niyetli olursanız olun toplumun belli bir kesimi için beş para etmiyorsunuz ve sürekli onların hasta, ahlaksız, sapık, pislik gibi hakaretlerini ve aşağılamalarını duymak zorundasınız”
Şu anki hayatınızla yukarıda yazdığım hayatı bir kıyaslamaya ne dersiniz? Bugün kaç kez aşağılandınız?
Muhafazakar Teokrat
Siz bu toplumda eşcinsel olarak bunları yaşarken, “doğuştan gelen” ve “sizin elinizde olmayan” bir şey yüzünden kendi ülkenizde zenci muamelesi görürken kendisini “muhafazakar demokrat” olarak tanımlayan, daha önce Metallica konserine giden 40.000 kişiye “ateist, satanist, müsvette” diye hakaret eden Ali Bulaç adlı bir şahıs çıkıyor ve diyor ki “Irak ve Afganistan’da yaşanan katliamları eşcinsel askerler yapıyor” Amaç eşcinselleri kötülemek, onlara düşmanlığı körüklemek. Dünyanın her yerinde eşcinseller dövülürken, aşağılanırken ve öldürülürken bunları söylüyor. Daha sonra da Zaman gazetesinden bir başka yazar Ali Ünal başından sonuna kadar yanlış ve gerçek dışı bilgilerle dolu, 100 sene öncesinin artık asla kabul edilmeyen araştırmalarından alıntıladığı yazısıyla eşcinsellerin nasıl katiller(!) olduğunu “bilimsel” olarak anlatarak kankasına destek oluyor.
Siz bütün bunları yaşarken sürekli dinci/faşist yayın organlarında nefretle, hakaretlerle karşılaşıyorsunuz.
Siz bütün bunları yaşarken bu dincileri hiç aratmayacak bazı solcu(!) yobazlar; eşcinsellik hakkında zırcahil şahıslar, fikr-i sabitlikte en fanatik Vakit yazarını bile aratmayacak sözde solcular tutup eşcinsel haklarını savunmayı boş olarak görüyor, eşcinselliği kapitalizmin veya yabancılaşmanın eseri olarak görüyor. İki lise öğrencisinden eşcinsel olanın kapalı kutu içinde yaşamasını ve eşcinsel olmayanın sevgilisiyle dolaşmasını eşitsizlik olarak görmüyor da eşcinsellik eşitsizlikten doğar diyor. Öylesine kör cahil ki eşcinselliği “tercih” veya “özenilen” bir şey sanıyor. Öylesine kör cahil ki 3500 yıl öncesine kadar bütün Pagan dinlerinde Tanrıların eşcinsel olduğunu, bütün dünyada eşcinsellerin özgürce yaşadığını bilmiyor. Eşcinsel düşmanlığının dünyaya insanları siyaseten kontrol etmek amaçlı ortaya çıkarılmış Musevi dinleri tarafından, daha çok nüfus üretip, daha çok asker üretmek isteyen ve her türlü cinsel ilişkiyi yasaklayan Musevi dinleri tarafından getirildiğini bilmiyor! Hem o dinlere karşı çıkıyor, hem de o dinlerin dünyaya getirdiği sözde ahlak anlayışını savunuyor. Kürtlere karşı veya düşman olan birine faşist diyor ama kendisi eşcinsellere karşı çıkarak en adi ırkçıdan farksız olduğunu anlamıyor.
Nevzat Tarhan… 28 Şubat’ta Türk ordusundan emekli edilen bu adam ikide bir eşcinselliğin kabul edilmemesi gerektiğini, eşcinsellerin sayısının sürekli arttığını, eşcinsellerin insan neslini kurutacağını söylüyor. Eşcinsellik kabul edilmesin de ne olsun? Eşcinsel olduğunu anlayan 13 yaşında çocuk, geldiği dünyada, her gün dalga geçilsin, aşağılansın ve arkadaşları hayatlarını yaşarken o bir köşede yalnız başına otursun, sevgilisi olmasın ve hislerini hep içinde saklayıp hapis hayatı yaşasın, arkadaşlarının özgürce yaptığı hiçbir şeyi yapamasın ve sürekli kendisini “öteki” olarak hissetsin; eğer ki açıklarsa ailesi ve çevresi ona sırtını dönsün. Kimin umrunda?
Oysa kendisi de bu inandıklarının yanlış olduğunu biliyor. Tamamen bilim dışı olduğunu ve bilimi ideolojisine uydurmak için çarpıttığını biliyor. O da ufacık çocukların eşcinsel olduğu için intihar ettiklerini, yaşadıkları bunalımları, sorunları veya çektiği acıları biliyor. Ama bu adamlar öylesine acımasızlar ve ideolojilerine saplanmışlar ki gözleri hiçbir şeyi görmüyor. Çünkü kafalarının içindeki ideoloji her şeyden önemli. Hiç bu adamların eşcinsellerle dalga geçenlerden, dövenlerden, öldürenlerden veya aşağılayanlardan bahsettiğini, onların toplum için tehlike oluşturduğunu söylediğini duydunuz mu? Söylemezler çünkü işlerine gelmez.
Eşcinsel düşmanları dünyaya iki bacak arasından bakan, ilkel cinsel içgüdülerini aşamamış şahıslardır ve onlara göre ahlaksızlık ancak cinsellikle olabilir.
Eşcinsel düşmanlarının ırkçılardan hiçbir farkları yok ve aynen 8 yaşında zenci çocuğu öldürebilen bir ırkçı gibi, aynısını eşcinsellere yapıyorlar. Bazı şahıslar sürekli demokrasiden söz ederken, Kürtler ve türbanlı kızların haklarını ararken, inanılmaz bir ikiyüzlülükle eşcinsellere düşmanlık yapıyorlar. Bu zihniyetin en berbat faşizmden farkı yok.
Eşcinsel olmak tercih filan değildir. Her kim eşcinselliği tercih sanıyorsa bu konu hakkında cahil demektir. Kişinin cinsel yönelimini genlerin ve anne karnındaki hormonal yapının belirlediğini gösteren onlarca araştırmayı geçtim kendinize sorun, ne zaman karşı cinse ilgi duymaya başladınız? 14-15 yaşlarında yavaşça karşı cinse ilgi duyduğunuzu hissetiniz, bu kendiliğinden ortaya çıktı, yani siz “tercih etmediniz”. Şu an “canınız istese” karşı cinse olan ilginizi yok edip bir anda hemcinslerinizden hoşlanamazsınız. Hatta hemcinsiyle ilişkiye girmek birçok insana iğrenç gelir ve bu da elinizde değildir, yani “iğrenç olmamasını” isteyerek bunu başaramazsınız.
O yüzden, Türkiye’deki muhafazakar teokratların eşcinsel düşmanlığının aslında ırkçılıktan, faşistlikten hiçbir farkı yok. Zaten yaptıkları eşcinsel düşmanı propaganda da ırkçıların düşman oldukları ırk hakkında yaptığı kuru iftira ve yalan propagandasından farklı değil. Bundan 50 yıl önce kabul gören ama günümüzde tamamen çürütülmüş saçmalıklardan, Amerika’da aşırı dinciler tarafından desteklenen bir avuç sözde bilim adamının eşcinsellik hakkında attıklarını söyleyip duruyorlar. Ve sürekli yalanlar ortaya atıyorlar.
Eşcinsel düşmanlığı aynı mahallede doğmuş, aynı ortamda dost olarak büyümüş, aynı hayatı yaşamış 5 arkadaştan bir tanesini alıp onu ötekileştirmek, kendi ülkesinde zencileştirmek, diğer 4 arkadaşından farklı yapmak, diğer 4 arkadaşına sunulan hakları ona sunmamaktır. Faşizmin daniskasıdır.
Bu faşizmin sonucunda da özellikle 20 yaş altı eşcinsel gençler arasında intihar oranı 6 kat fazla, bir sürü eşcinsel çok zor ve kötü hayatlar yaşıyor, cinsel yönelimleri yüzünden işten çıkarılıyor, dışlanıyor. Bu aynı zamanda eşcinsel olmayanlara da zarar veriyor. Çünkü fırsat verilse topluma çok faydalı işler yapabilecek eşcinseller, fırsat ellerinden alındığı için bunu yapamıyor. Ya da bir eşcinselin çektiği sıkıntıları sonuçta tüm ailesi çekiyor.
Eşcinsel düşmanları, eşcinselliği “tercihmiş” gibi gösterip, eşcinsel düşmanlığını haklı çıkarmaya çalışsalar da sizin yalanlarını öğrenmek için tek yapmanız gereken bilimsel kaynaklara bakmak veya bir eşcinselle bu konuda konuşmak.
Muhafazakar teokratlar başı açık bayanlara saygı duyuyoruz diyorlar. Kimsenin başının açıp kapatmasına karışmayız diyorlar. Bu kişisel bir tercihtir ama siz de başı kapalı olanlara saygı duyun diyorlar.
Size göre Allah bir kadının başını açmasını yasaklıyor ama siz başını açanlara saygı duyuyorsunuz. Öyleyse neden eşcinsellere saygı duymuyorsunuz? İkisi de aynı şey? Çünkü eşcinseller %3’lük bir azınlık ve onları savunan kimse yok. Ama çıkıp da “HEY biz başı açık bayanlara karşıyız, hepsi kapatsın” derlerse yer yerinden oynar. Peki bugün eşcinsellere saygı duymayanların, başı açık kadınlara duyduğu saygının gerçek olduğunu söyleyebilir misiniz?
Aslında dincilerin amacı da eşcinselliği siyasi olarak kullanmak. Siyasette kitleleri yanınıza çekmek için onları korkutmanız gerekir. “Din elden gidiyor, laiklik elden gidiyor, Yahudiler ülkemizi ele geçiriyor, aile değerlerimiz yok oluyor ve çocuklarımızı eşcinsellikten koruyalım”. Siyasi kazanç uğruna işte faşistlik yapıyorlar.
Ne de olsa dinciler dediğimiz kesim dünyaya kötülük yapmak için bilhassa gönderildiler. Tarih boyunca önce bilim adamlarını yaktılar, kitap okumayı yasakladılar, her türlü yeniliğe karşı çıktılar, köleliği savundular, zenci haklarına karşı çıktılar, kadın haklarına karşı çıktılar, bilime karşı çıktılar, ilerlemeye ve çağdaşlığa karşı çıktılar, faşistleri savundular ve şimdi eşcinsel düşmanlığı yapıyorlar. Dünyadaki her türlü iğrençliğin baş aktörü bunlar. Özellikle gelmiş geçmiş Papaların veya Amerika’daki kiliselerin hikayelerini okursanız ne demek istediğimi anlarsınız.
Dincilerin büyük bölümü (tabi ki hepsi değil ve içlerinde bir sürü iyi insanlar da var) yeryüzünde yaşayan en ilkel ve aşağılık insan türü. Bilirsiniz hepsi kafayı cinsellikle bozmuş. Bütün akılları fikirleri milletin bacak arasıyla ne yaptığından ibaret. Eğer bir insan başka insanların yatakta ne yaptığıyla ilgileniyorsa ya da bir insan bir başkasını kalbiyle ve beyniyle değil de yatakta ne yaptığıyla yargılıyorsa hayvanlığı aşamamış bir yaratık değil de nedir? Eğer böyle yaratıklar adam yerine konuyor, köpek klubesine hapsedilmiyor ve üstelik doktor, mühendis, avukat, köşe yazarı ya da başka bir şey yapılıyorsa o da herhalde sistemin çürümüşlüğünden.
Şunu bilin ki “muhafazakarlık” ve “demokratlık” arasındaki bağlantı sigara ve sağlık arasında var.
Daha fazla bilgi için bkz: Sagopa Kajmer, Doğu Perinçek, Cem Keçe, Hayrettin Karaman, Özdemir Erdoğan, Ceza…
*** Bazı kişiler bu yazıda kendilerine hakaret edildiğini iddia edip oturup ağlamaya ve yırtınmaya başladılar. Dinlerini ve inançlarını kimseye karışmadan yaşamak yerine bunları ideolojik bir savaş bahanesi haline getirerek kişisel nefretlerine alet olarak kullanıp (Bu şekilde inandıkları dinleri de aşağılık niyetleri için kullanmak yoluyla o dine de hakaret ediyorlar) kendi ilkel ahlak anlayışlarını milletin gözüne sokmaya çalışan ve insanları savunmasız bulup kendilerine verilen köşelerden, kurulu düzenin onlara sunduğu avantajı kullanarak, Türkiye’de hiçbir politik/ekonomik gücü olmayan, ailelerinden bile saklanan, ezilen ve dışlanan insanlara siyasi çıkar uğruna artist artist en adi şekilde ucuz kabadayılık yapmayı marifet sanan, insanlıktan, zekadan, nasibini almamış, dünyaya iki bacak arasından bakan, kafayı milletin özel hayatıyla bozmuş, “ayrımcılık denen en aşağılık” suçu utanmadan işleyen bu zalim yaratıklar kendilerine verilen ilk cevapta, sıkıyı görünce ağlamaya başlayarak tipik karakteristiklerini sergiliyorlar. Önce başkalarına hakaretler edeceksin, ve başkası gelip sana aynısını yapınca yaygara koparacaksın? Saygı görmek istiyorsan saygıdeğer bir insan olmalısın. Sana hiçbir zararı olmayan insanlara saldır, siyasi çıkar uğruna başkalarına acı çektir, millete hakaret et, gericilik ve bozgunculuk yap, başka insanların hayatlarına karış, seni insan yapan o beyni kullanma, kara cahil yaşa ve sonra saygı bekle… Açıkçası hayvanlara gösterdiğim saygıyı göstermem, hayvan kadar değer vermediğim için.
Bunlar aslında medeni bir toplumda çevreye zarar vermemeleri için tımarhaneye kapatılıp tedavi edilmesi gereken -ama görüldüğü gibi ilkel, barbar ve az gelişmiş toplumlarda adam yerine konup, ellerinde kılıçlarını boş boş sağa sola sallayan şempanze sürüleri gibi nefretlerini kusmalarına izin verilen – ve eşcinsellere karşı nefretlerinin patolojik nedenleri olan, akli dengesi bozuk, en alakasız konularda bile eşcinsellerden bahsedip onlara düşmanlık eden, hasta ruhlu; aynı zamanda kendi ezikliklerini ve itiraf etmek istemedikleri halde gayet iyi bildiklerini aşağılık duygularını telafi etmek için başka insanları ellerinde olmayan biyolojik bir yönlerini bahane ederek (ırk olsun, cinsiyet olsun, cinsel yönelim veya etnik grup olsun; beyin alanında boy ölçüşemeyecekleri için bunları kullanmak zorundalar) ezmeye veya aşağılamaya çalışarak kendilerini yüksekte görerek tatmin olmak isteyen varlıklar ve bilsinler ki meydan boş değil ve insanlığa yaptıkları her saldırı, karşı-saldırıyla cevaplandırılacak ve sürekli geri çekilecekler.
Bir yanıt yazın