Artık iyice eminim ki, sıklıkla, çok sıklıkla, dini ve siyasi konularda insanın akıl yürütme gücü bir maymununkinden fazla değil. – Mark Twain
İnsanlarla sürekli bu konuları tartışıyorum ve ne zaman bir AK-P’liyle konuşsam tekrar ve tekrar fark ediyorum ki bu insanlarda bir şeyler eksik. Tabi ki kötü insanlar demiyorum. İçlerinde iyiler de var, kötüler de var; fakat sanırım eksik kafalarının içinde. İsterseniz anlatayım, ama önce:
– Ben liberalim. Ve ifade özgürlüğüne inanıyorum. Belki bilmezsiniz ama “ifade özgürlüğü” dünyada bir yerlerde bir Danimarka büyükelçiliği yakılmadan düşündüğünü söyleyebilmektir.
– Eğer yazdıklarım sizi rahatsız ediyorsa, basitçe, küfretmek ya da beni ölümle tehdit etmek yerine kendiniz bir yazı yazın ve başlığını “Şempanzeler Paganx’den Zekidir” koyun.
– Bana Fazıl Say’ı örnek vermeyin. İstediğim kesimi beğenirim, istediğim kesimi beğenmem. İstediğimi eleştiririm ve gitmeye niyetim yok. Ayrıca unutmayın ki bu ülkede (hala) düşündüğünü ifade edebilme özgürlüğü var. Asıl siz bu durumdan memnun değilseniz bavulunuzu toplayın ve eğer bayrağı selamla dendiğinde selamlamazsınız, ya da elinize uzatılan kağıt parçasındaki saçma sapan yazıyı oku dendiğinde çoşkuyla okumazsanız büyük ihtimal kurşuna dizileceğiniz İran, Irak veya Nikaragua’ya gidin.
Neyse, show başlasın.
AK-P’lileri üç ana grupta toplayabiliriz:
1) Göbeğini kaşıyan adam: Bu gruptakiler ömürleri boyunca hiçbir şeyi okumayan, araştırmayan, merak etmeyen ve sorgulamayan; kısaca ot gibi yaşayan “vatandaşlar”. Geldikleri bu sefil, berbat ve mutsuz gezegende kendilerini avutabildikleri tek şey dinleri ve bu yüzden o konuda çok hassaslar. Dünyanında neresinde olursa olsunlar küçükken kendilerine hangi din öğretildiyse o dine inanırlar (din ne kadar mantıksız olursa olsun) ve asla sorgulamazlar. Tüm hayatları popüler kültür üzerine kuruludur ve günlerinin büyük kısmını TV başında geçirirler.
Siyasetçiler ve liderler tarafından kullanılan, sömürülen, öldürülen kesim bu insanlardır. Ama yine de kendilerine zarar verenleri en çok onlar sever. Bu dünyada işçi olarak, zengin kesime tüm nimetleri sunan onlardır ama yine de hayatın bütün belasını ve acısını onlar çeker. Hiçbir bireysel, özgün kişilikleri olmamakla beraber küçükken onlara puta tap dersiniz puta taparlar, Allah’a tap dersiniz Allah’a taparlar, Pele’ye tap dersiniz ve onu da yaparlar. Kısaca “akıl yürütme” kabiliyetleri çok sınırlıdır.
Bir düşünün: Bu kesim 1950 yılından beri sağ partilere oy veriyor. Eğer oy verdikleri bu partiler iyi ve onları düşünen partiler olsa bugün Türkiye ekonomik açıdan bu halde olur muydu? Nüfusun %20’si fakirlik sınırında yaşar mıydı? Birileri gelip dine karşı bir çift laf ettiğinde “SEN HALK DÜŞMANISIN” deniyor ama birileri çıkıp dini pohpohlayıp, bu şekilde kendisine güvenen saf kitlelerin parasını çaldığında, bu yöntemle kendisini zengin ve güçlü kıldığında onlar “HALK DOSTU” siyasetçiler oluyor. Menderes, Demirel, Özal, Erdoğan. İşte halk dostları. Güney Kore 1960’larda bir Afrika ülkesiydi. Bugün Avrupa ülkesi. Neden biz değiliz?
Bu kişiler asla şeriatçi olmamakla beraber; şeriat gelse de, gitse de umursamayacak tiplerdir.
2) Entellektüel(!) Muhafazakarcılar: Konuşan karıncalara, Allah’ı kızdırıp maymuna ve domuza çevrilen insanlara, gökte yürüyen eşeklere, Allah “Ol” deyince herhangi bir şeyin olduğuna, insanın balçık halinde çamurdan yaratıldığına, Şeytan`ın “zart” diye osurduğuna, güneşin balçık içinde battığına, yıldızların Şeytan`a fırlatmak için yaratılmış roketler olduğuna, Müslüman olmayanların `en aşağılık` hayvanlar olduklarına, ineğin bir parçasıyla vurulunca dirilen ölüye, erkeğin kadını dövme hakkına, görünmez ordulara dumansız ateşten yaratılan cinlere ve perilere kayıtsız şartsız iman eden zeki(!) ve entellektüel(!) bu gruptaki AK-P’liler genel olarak internette “derin düşünce”, “süper düşünce”, “Mega Fikir”, “Fikirler Yarışıyor!” gibisinden bloglar açıp hemen hemen her biri “EYYYYYY çıplaklığı medeniyet sanan zihniyetle” başlayan yazılar yazarak kendilerince gerici ve özgürlük düşmanı buldukları Kemalistlere ve daha da kötüsü Atatürk’e saldırırlar.
Fakat ne var ki yazdıklarına bakarak şu sonucu çıkarabiliriz ki bu muhafazakarcıların her tarafından ikiyüzlülük akmaktadır. Liberalizm, özgürlük ve demokrasi gibi kavramları sadece kendi kötü emellerini maskelemek için kullanırlar ve kendileri hariç herkesin özgürlüğüne düşmandırlar: Liberaliz derler, zinanın yasak olup olmaması tartışırlar; faşizme, ırkçılığa karşıyız derler, eşcinsel düşmanlığı yaparlar; türban taktığı için okula alınmayan kızlardan sürekli bahsederler, ama Güneydoğu’da öldürülen kızlardan bahsetmezler; Kemalizmi dogmatik bulurlar ama İslam’a toz kondurmazlar.
Siyasal İslamcılık gerici bir ideoloji olduğu gibi muhafazakarcılar da gericidir çünkü İslamiyet kökenini bundan 3500 yıl önce yaşamış %99’unun okuma-yazma bilmediği ilkel bir çöl kabilesinin kitabı Tevrat’tan alır ve üstüne 1500 yıl öncesi Arap kabilelerinin kültür anlayışını bir nebze olsun ekleyerek yoluna devam eder. Siyasal İslamcılığın insanoğluna önerdiği ahlakın bugün medeni dünyada asla yeri yoktur. Bu yüzden onlar ne kadar kıvırırsa kıvırsın İslamcılık ve şeriat gerici ideolojilerdir. Devletin yasalarının İslam’a göre belirlenmesini isteyen bir birey illa ki gerici olacaktır.
Yürekten söylemek isterim ki türban taktığı için okula alınmayan bayanların haksızlığa uğradığını düşünüyorum ve türbanla okula mutlaka girebilmelerini savunuyorum. Ama türban takılmasını savunmak ve teşvik etmek gericiliktir çünkü türban takmanın amacı kadının çekiciliğini azaltarak onun namusunu erkeklerden korumaktır. Böylece namus “iki bacak arasına” indirgenir. Oysa namus insanın kalbinde ve beynindedir. İki bacak arasında değil.
Sürekli bahsettikleri geleneksel değerlerimiz, manevi değerlerimiz; geleneksel değerlerimiz, manevi değerlerimiz; geleneksel değerlerimiz, manevi değerlerimiz! Nedir arkadaş sizin bu anlata anlata bitiremediğiniz geleneksel değerlerimiz, manevi değerlerimiz? Biz sokakta yaşlı bir teyze görünce paketini elinden almıyor muyuz? Otobüste yer vermiyor muyuz? Büyüklerimize saygılı değil miyiz? Çocukları ve hayvanları sevmiyor muyuz? Bir kaza görsek yardıma koşmuyor muyuz? Yolda yaralı bir kuş görsek eve alıp günlerce ilgilenmiyor muyuz? İyi bir insan olmak için illa Müslüman olup namaz kılmak, orucunu aksatmamak, evlenene kadar bakir/bakire kalmak mı gerekiyor?
Bu adamlar Atatürk’e, Kemalizm’e ve laik-demokratik Türkiye Cumhuriyeti’ne, mazlum oldukları veya zulmedildikleri için değil (ki zulmedenler kendileridir), Atatürk onların egemenliğine ve hilafete son verdiği ve şeriatçilerin bu ülkede belini kırdığı için düşmandır. Kanmayın.
Bu kişiler 1. gruptan daha kötüdür çünkü bilgili bir ahmak cahil bir ahmaktan daha ahmaktır.
3) Liberaller: Bu liberaller, harbi liberaller, aslında takdir edilecek, iyi eğitimli ve çağdaş insanlar; ama bir şeyin farkında değiller ki AK-P hiçbir şekilde özgürlükçü veya liberal bir parti değildir. Liberaller düşünce ve konuşma özgürlüğünü, modern ekonomik anlayışı savunan aydın insanlar ve kendilerine göre baskıcı buldukları Kemalistleri ve demokrasiye müdahele ettiğine inandıkları orduyu eleştirirler. Onların bu düşüncelerine katılırım veya katılmam ama sonuna kadar saygı duymakla beraber onlara hatırlatmak isterim ki muhafazakar ideolojinin zıttı liberalizmdir. Bir insan “PKK’lı Türk milliyetçisi” olamayacağı gibi “Liberal Muhafazakar” olamaz. Aslında 2000 yıldır insan özgürlüğüne ve her türlü ahlaki gelişime en büyük nefreti göstermiş bu dinci kesimin yüzlerce seneden beri birer bir savaştığı kesim liberallerdir.
Şunu gayet iyi bilmelisiniz ki bireysel hakları sadece devlet ve devletin yasaları kısıtlamaz. Bireysel hakları, devletten daha da kötü kısıtlayabilecek toplumsal yasalar vardır. İşte Atatürk’ün uğraştığı ve yapmak istediği buydu. Bir bayanın kara çarşaf giymesine engel olmak despotluk tamam. Peki ailesinin onu kara çarşaf giymesi gerektiğine inandıracak şekilde yetiştirmesi despotluk değil mi? Kendisi rıza gösteremeyecek 10 yaşında çocukları Kuran Kursu’na göndermek mi despotluk yoksa devletin buna engel olması mı? Bir ülkede bir genç kızın mini etek giymesinde yasal bir sorun yok; peki kız bunu yaptığında babasından dayak yiyorsa veya çevresinden hakaret görüyorsa ve dışlanıyorsa bunun yasal olmasının ne değeri var?
Eğer Türkiye’de İslamcı kesimin ezildiğine ve haksızlığa uğradığına inanıyorsanız onları savunmak en önemli ödeviniz ve hakkınızdır. Ama özgürlükleri elinden alınanları savunacağız diye tutup özgürlüğün en önemli düşmanlarıyla müttefik olmak abesliktir. Lütfen AK-P’nin TV ve internette nasıl sansür uyguladığına bir bakın. Internetimizin şeriat ve komünist ülke internetlerinden bir farkı kalmadı. Şeriat bir anda gelmez, böyle yavaş yavaş, adım adım gelir.
Saldırgan bir köpek zincirlendiyse bir sebebi vardır. Ve onun zincirini çözerseniz ilk sizi ısırır. Bundan hiç şüpheniz olmasın.
Bana inanın. Şempanzeler bunlardan zeki. Üzülün. Çok üzülün.
Bir yanıt yazın